Din ve bilim hakkında araştırmalar, sözler ve genel bilgiler
24 Nisan 2015 Bu içerik 9.478 kez okundu.
Din, sıradan insanları sessiz tutmak için mükemmel bir alet.
Napolyon
Dünyada iki çeşit insan var: Aklı olan ve dini olmayanlar, dini olan ve aklı olmayanlar.
Abu'l-AlaAl-Ma'arri
İnsan en acımasız hayvandır. Trajedilerde, boğa güreşlerinde ve haça germelerde şu güne kadar kendisini en iyi hisseden oydu ve kendisi için cehennemi icat ettiğinde, sıkı durun, bu aslında en iyi cennetiydi.
Friedrich Nietzsche
Ne zaman dindar bir insanla konuşsam, ellerimi yıkayasım geliyor.
Friedrich Nietzsche
İnsanlar gökte bir diktatöre taparken dünyada çok az özgürlük olabilir.
Robert Ingersoll
İman, gerçeği bilmek istememektir.
Friedrich Nietzsche
Düşünen her insan ateisttir.
Ernest Hewingway
İnsanı yaratmak mı Tanrının büyük hatası; tanrıyı yaratmak mı insanın büyük hatası? - Friedrich Nietzsche
Her dakika övülmek isteyen bir Tanrıya inanamam. - Friedrich Nietzsche
Tanrınız öldü ve sadece cahiller ağladı. Ve eğer cehenneme inanıyorsanız, o zaman orada görüşürüz!
Friedrich Nietzsche
İman, şüphesiz, şu güne kadar dağları yerinden oynatamadı. Ama hiç dağ olmayan yere dağlar koyabilir.
Friedrich Nietzsche
Tanrı var olamaz çünkü var olsaydı onun ben olmadığıma inanamazdım.
Friedrich Nietzsche
Ruhunda sukunete kavuşmak ve mutlu olmak isteyen insanlar inanmalı ve iman etmelidirler. Ama hakikatın peşindeki insanlar iç huzurundan feragat etmeli ve yaşamlarını bu sorgulamaya adamak; kendisi ve hayatla yüzyüze gelmekten korkmamak zorundadır.
Friedrich Nietzsche
İman dolu bir insan, basitçe net ve gerçekçi düşünme yeteneğine kaybetmiş (veya hiç sahip olmamış) kişidir. Sadece aptal değildir; aslında hastadır. Daha da kötüsü tedavi edilemez.
Henry Mencken
Din insanın ciddiyetine ve saygınlığına bir hakarettir. Onunla veya onsuz, iyi insanlar iyi işler, kötü insanlar kötü işler yapabilirler. Ama iyi insanlara kötü işler yaptırmak dinin işidir.
Steven Weinberg
Bilim bize öğretebilir, ve sanırım kendi kalplerimiz de bize artık etrafta hayali destekler aramamamızı, göklerde müttefikler yaratmamamızı ama bunun yerine bu dünyayı, kilisenin yüzlerce yıldır yaptığı yer yerine, yaşamak için uygun bir yer haline getirmek amacıyla kendi çabalarımızı kullanmamız gerektiğini artık öğretebilir.
Bertrand Russell
Bütün dinlerin virüslerin salgınına çok benzer bir akıl hastalığı olduğunu düşünüyorum. Din mükemmel bir kültürel yapı. Ama bu onu gerçek yapmıyor ve beni gerçek ilgilendiriyor. Çiçek virüsü mükemmel bir virüs. İşini çok güzel yapıyor. Ama bu onun iyi olduğu, ve yok olmasını istemediğim anlamına gelmiyor.
Richard Dawkins
AIDS, deli dana, ve bunun gibi bir çok hastalık hakkında kıyamet habercisi yorumları yapmak modaya çok uygun. Ama diyebiliriz ki iman, çiçek virüsüyle kıyaslanabilecek kadar, dünyanın en büyük şeytanlarından biri ama yok edilmesi daha zor.
Richard Dawkins
Din hiçbir işe yaramaz; gece yarısı karanlık bir mahzende orada olmayan siyah kediyi aramaktır.
Robert Heinlein
Din bir saçmalık.
Thomas Edison
Din, insanın alt üst olmuş kendi hayal gücüyle yarattığı var olmayan yaratıkların korkusuyla, insanın yargılama yeteneğini yok ederek, bütün akli yeteneklerini kaybettirdi ve insanı en sefil, acınası köle haline getirdi.
Robert Owen
Bilim adamlarının kesinliği yok ama delilleri var. Yaratılışçıların delilleri yok ama kesinliği var.
Ashley Montagu
Tarihte hiçbir din, hiçbir dönemde rasyonel bir temele sahip olmadı. Din, yardım olmadan billinmeyenle başa çıkamayacak kadar zayıf insanların koltuk değneğidir.
Robert Heinlein
Yaratılışçılar, bir teoriyi, bütün gece sarhoş olduktan sonra hayal ettiğin bir şeymiş zannediyorlar.
Isaac Asimov
Mantığı, analitik felsefeyi, matematiği ve bilimi sizi yoldan çıkarmak için Şeytan icat etti. Fazla rasyonel olmadan tövbe edin!
Anonim
Tanrı dinozor fosillerini (ve evrim için var olan tüm genetik ve antropolojik delilleri) sizi kandırıp, onun var olmadığına inandırmak ve böylece sizi sonsuz cehennemle cezalandırmak için yarattı. ÇOK GEÇ OLMADAN TÖVBE EDİN!
Anonim
Hayvanların dinin ve büyünün böyle absürd ve genellikle korkunç aptallıklarını yaptıklarını asla göremezsiniz. Sadece insan böyle mantıksızca davranır. Bu onun zeki, ama yeterince zeki olmaması yüzünden ödemesi gereken bedeldir.
Aldous Huxley
Eğer Tanrı gerçekten yoksa, onu yaratmamız gerekir.
Voltaire
Eğer Tanrı gerçekten varsa, onu yok etmemiz gerekir.
Mikhail Bakhunin
Dindar insanlar, tanrılarının sevgisi veya dinlerinin emirlerinin güzelliği hakkında ne söylerse söylesin, eğer davranışları başkalarına karşı yıkıcıysa ve şiddet doluysa, eğer başkalarına acı çektiriyorsa, biliniz ki o din yozlaşmıştır ve reform ciddi bir şekilde gereklidir.
Charles Kimball
Din şu an kadınların ilerlemesi önündeki ilk engel. Din insanları geriye götürüyor, bilime ve gelişmeye karşı çıkıyor. Din insanları doğa üstü güçlerin korkusuyla yutuyor. İnsanların mutluluğuna engel oluyor ve tercihlerini yaşamalarına asla izin vermiyor.
Teslime Nesrin
Sizi saçmalıklara inandırabilenler, size katliam yaptırabilirler.
Voltaire
Din . . . temel olarak korkuya dayanır ... bilinmeye karşı duyulan korku, yenilgi korkusu, ölüm korkusu. Korku her acımasızlığın anasıdır ve o yüzden acımasızlık ve dinin el ele gitmesine şaşılmamalı. Benim din hakkındaki görüşüm Lucretius'la aynı. Onu korkudan doğan bir hastalık ve insan ırkına büyük bir mutsuzluk kaynağı olarak görüyorum.
Bertrand Russell
Tedavi edilemez derecede dindar, birçok insanın ruhi durumu.
Thomas Edison
Din gerçek sefaletin ifadesi, gerçek sefalete karşı protesto, ezilen yaratıkların iç geçirmesi, kalpsiz bir dünyanın duygusu, ruhsuz koşulların ruhu... İnsanların afyonudur.
Karl Marx
Din ve milliyetçilik, bunların yanında gelenekler ve ne kadar saçma olursa olsun herhangi bir inanç, sadece bireyi diğer insanlara bağlar ve bütün insanların en çok korktuğu şeyden kaçıştır: yalnızlıktan.
Erich Fromm
Evrenin sırlarının kabul edilebilir bir açıklamasının olmaması, bir tane yaratmamızı gerektirmez.
J. Benbasset
Din o kadar absürd ki embesilliğe yakın.
Henry Mencken
Kuzey Afrika'daki zenci bir kadının resmiydi. Korkunç bir kuraklık yaşıyorlardı. Ve ölü bebeğini kucağında tutup olabilecek en üzgün ifadeyle gökyüzüne bakıyordu. Resme baktım ve düşündüm: "Bu kadının tek ihtiyacı olan şey yağmurken merhametli ya da sevgi dolu bir tanrıya inanabilmek mümkün mü?"
Charles Templeton
Cevapları diz çökerek, ve gözleri kapalı arayanlardan daha cahil ve işe yaramaz insanlar yoktur.
Anonim
Din, sıradan insanlar tarafından doğru, zeki insanlar tarafından sahte, liderler tarafından kullanışlı kabul edilir.
Seneca
İnanmak, düşünmekten kolay. Bu yüzden, düşünenden çok inanan var.
Bruce Calvert
Eğer Kuran, Allah'ın varlığını ispatlıyorsa; çizgi romanlar da Supermen'in varlığını ispatlıyor.
Anonim
Burada tanrı filan göremiyorum.
Yuri Gagarin (Uzaya ilk çıkan insan; yörüngedeyken üsse söylemişti)
Eğer Tanrı konuştuysa, niye herkes ikna olmadı?
Percy Bysshe Shelley
Bilginin kısa yolu olduğu iddia edilen iman, sadece aklı yok etmenin kısa yoludur.
Ayn Rand
Bana öyle görünüyor ki herkesin bilinen tüm dinlerden ayrılma görevlerini yerine getirmenin zamanı geldi.
John Stuart Mill
Kişi incelerse imanın her savunuluşunda mantığa bir saldırı bulur. İmanı kucaklamak, aklı terk etmektir.
George Smith
Dünyada herşey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fenin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır. Bin, iki bin, binlerce yıl önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir.
Mustafa Kemal Atatürk
Batı dünyasında ve bu ülkedeki en korkutucu şey, bilimsel olarak yanlış şeylere inanan insanların sayısı. Eğer biri gelip bana dünyanın 10.000 yaşından genç olduğunu söylerse, bence bir psikiyatriste gözükmeli.
Francis Crick
Bir insanın ahlaki davranışları anlayışa, eğitime ve sosyal bağlara dayanmalıdır; hiçbir dini temel gerekmez. İnsan, eğer ölümden sonra ceza korkusuyla ve ödül umuduyla kontrol altına alınmak zorundaysa, şüphesiz kötü bir yoldadır.
Albert Einstein
Evet Karabekir, Arapoğlu’nun saçmalıklarını Türk oğullarına öğretmek için Kuran’ı Türkçe’ye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım, ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.
Mustafa Kemal Atatürk
Hatalı insanları yaratıp, sonra onları kendi hataları yüzünden suçlayan her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten bir Tanrı hikayesinin mantığını sorgulamamız gerekir.
Gene Roddenberry
Korku beyni felce uğratır. İlerleme cesaretten doğar. Korku inanır, cesaret şüphe eder. Korku yere düşer ve dua eder. Cesaret ayakta durur ve düşünür. Korku kaçar, cesaret ilerler. Korku barbarlıktır, cesaret uygarlık. Korku tanrılara, şeytanlara, ruhlara inanır. Korku dindir. Cesaret bilim.
Robert Ingersoll
Çağlardan beri, bir tarafta aklın ve düşüncenin izinde birkaç cesur insan ve diğer tarafta cahil büyük bir dindar kitle arasında ölümcül bir çatışma devam ediyor. Bu, bilim ve imanın savaşı. Çok az insan mantığa, onura, adalete, özgürlüğe, bilinene ve bu dünyadaki mutluluğa; bir çoğu önyargıya, korkuya, mucizelere, köleliğe, bilinmeyene ve ölümden sonraki sefalete güvendi. Çok az kişi "Düşün", bir çok kişi "Diz çök ve iman et!" dedi. İlk şüphe ilerlemenin beşiği oldu, ve bu ilk şüpheden, insan ilerlemeye başladı.
Robert Ingersoll
Eğer kötülükler yok edilecekse, biz yok etmeliyiz. Eğer köleler serbest bırakılacaksa, bize serbest bırakmalıyız. Eğer yeni gerçekler keşfedilecekse, biz keşfetmeliyiz. Eğer elbisesizler giydirilecekse; açlar doyurulacaksa, adalet yerini bulacaksa; işçilik ödüllendirilecekse; batıl akıldan kovulacaksa; korunmasızlar korunacaksa ve sonunda doğruluk zafer kazanacaksa bunların hepsi insanların eseri olmalı. Geleceğin büyük zaferleri insanlık tarafından kazanılmalı ve sadece insanlık tarafından kazanılmalı.
Robert Ingersoll
Dinsizler, tarihin her çağında insan hakları için savaştı, ve her zaman özgürlüğün ve adaletin korkusuz avukatı oldular.
Robert Ingersoll
Çağlar boyunca, güçlü zayıfı ezdi; kurnaz ve kalpsiz, aptal ve masum olanları tuzağa düşürdü ve köleleştirdi, ve insanlık tarihinde, hiçbir yerde, hiçbir Tanrı ezilenlerin yardımına koşmadı.
Robert Ingersoll
Dini inançlar insanlık tarihi boyuncu güçlü bir negatif güç oldu. Çok acı çektirip sorun çıkardılar ve ilerlemek, gelişmek, özgürleşmek isteyen insanların yoluna çıktılar.
A C Grayling
Zaman süratle ilerliyor. Milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümlerin geldiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişmesini inkar etmek olur.
Mustafa Kemal Atatürk
Din adamları ne yapar? Ortalıktaki beyinsizleri hayali bir cehennemden kurtarabileceğine inandırarak hayatını kazanır. Bu romatizma için yılan-yağı satan bir satıcının yaptığı işten neredeyse farksız bir iş.
Henry Mencken
Din bir yığın çöpten daha fazla saygıyı hak etmiyor.
Henry Mencken
Eğer dünya en parlak dahilerinin, bunlar içinde halkın bilgelik ve erdemlik kanısında bile en seçkin olanların din konusunda tamamen şüpheci olduğunu bilseydi şaşkınlıktan dona kalırdı.
John Stuart Mill
Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara talih ve hayatlarını emanet eden insanlardan mürekkep bir kütleye, medeni bir bir millet nazariyle bakılabilir mi?
Mustafa Kemal Atatürk
Doğal dünyada her yıl çekilen acı düşünülebilir makul sınırların ötesinde. Benim bu cümleyi kurduğum dakika içinde, binlerce hayvan canlı canlı yeniyor, başka bir sürü hayvan hayatları için kaçıyor, korkuyla bağırıyorlar, diğerleri acımasız parazitler tarafından yavaşça tüketiliyor, her türden binlercesi açlıktan, susuzluktan ve hastalıktan ölüyor. Ve öyle olmalı. Eğer bolluk dönemi olursa, bu gerçek, açlık ve sefalet tekrar gelene kadar nüfusta otomatik olarak bir artışa yol açacaktır. Elektronlarla, bencil genlerle, kör fiziksel güçlerle ve genetik kopyalamayla dolu bir evrende bazı insanlar acı çekecek, bazıları daha şanslı olacak ve bunda asla bir ritim, bir mantık veya bir adalet bulamazsınız. Gözlemlediğimiz evren, eğer bir dizayn, bir amaç, bir kötülük, bir iyilik yoksa ama sadece acımasız bir aldırmazlık varsa bekleyebileceğimiz özelliklere sahip.
Richard Dawkins
Bu benim inancım: Mutluluk tek iyilik; akıl tek meşale; adalet tek ibadet, insanlık tek din, ve sevgi tek rahip.
Robert Ingersoll
Çalışan iki el, dua eden binlerce elden daha çok iş yapar.
Anonim
Dünyadaki bütün dinler içinde, esrarengiz bir rastlantıyı görüyoruz: ezici bir çoğunluk sadece ailesinin ait olduğu dini seçiyor. En iyi delile, en iyi mucizelere, en iyi ahlaki yapıya, en iyi ibadethaneye, en iyi müziğe sahip olanı değil: iş tezgahdaki dinlerden bir tanesini seçmeye gelince, dinlerin potansiyel erdemleri, aile etkisinin yanında hiçbir şey ifade etmiyor. Bu açık bir gerçek ve kimse de inkar edemez. Ama bunun nedensiz doğasını çok iyi bilen biri, bir şekilde dinine sıkıca bağlanıyor, hem de öyle bir fanatiklikle ki, başka bir dine inananı öldürmeye hazır olarak.
Richard Dawkins
Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır.
Mustafa Kemal Atatürk
Dünyaca malum olmuştur ki, bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat, bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk Milleti ve bir de milletler tarihinin binbir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir.
Mustafa Kemal Atatürk
Bilimde sıklıkla bir bilim adamı "Evet, bu gerçekten güzel bir argüman, ben hatalıyım" deyip sonra kendi fikrini değiştirir ve eski fikrini ondan bir daha asla duyamazsınız. Bilim adamları bunu gerçekten yapar. Olması gerektiği kadar sık olmaz, çünkü bilim adamları da insan ve değişim bazen acı çektiricidir. Ama her gün olur. Bunun gibi bir şeyin siyasette veya dinde en son ne zaman gerçekleştiğini hatırlamıyorum.
Carl Sagan
Kutsal fikri basitçe herhangi bir kültürdeki en muhafazakar fikirlerden biridir, çünkü diğer fikirleri, şüpheyi, ilerlemeyi, değişimi, suç haline getirir.
Salman Rüşdü
Komşumun, 20 tanrı var demesi veya hiç tanrı yok demesi bana hiçbir zarar vermez. Ne cebimden para çalar, ne de bacağımı kırar.
Thomas Jefferson
Dünyada şu an Adem ve Havva hikayesine inanan zeki bir erkek veya kadın kaldı mı? Eğer ona inanan birini bulursanız kafasına bir tane vurun ve bir yankı duyacaksınız. Kiralık boş bir oda var.
Robert Ingersoll
Büyük Angelo'nun, bir kiliseyi dekore ederken, terlik giymiş birkaç melek çizdiği söylenir. Bir kardinal, resme bakıp sanatçıya sormuş: "Kim şu güne kadar terlikli melek görmüş?" Angelo, başka bir soruyla cevap vermiş: "Kim şu güne kadar çıplak ayaklı melek görmüş?"
Robert Ingersoll
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.
Mustafa Kemal Atatürk
Muayeneye gelen tesettürlü kızlarımız ve kadınlarımız soyununca, dayanılmaz bir ter kokusu yayılır. Memelerinin altı kırmızı ve kokulu bir sıvı ile kaplıdır. Din uğruna eliniz ıslanır, mideniz bulanır. Türbanları yumurta gibi sert olsun ve dik dursun diye, eski röntgen filmlerini kesip, iki kat eşarbın altına koyuyor bazıları. Başlarını açtıklarında, baş derileri, havasızlıktan suları akan, cılk yaradır. Ve bizden, yani hekimlerden, tam da bu yaralar için tedavi isterler. Dünyada bu kadar iğrenç bir manzara ile karşılaşmamışsınızdır Mine Hanım. D vitamini eksikliğinden geçtim, fındık kadar beyni olan erkek zihniyetinin marifeti bu işte! Yeryüzünde kadınlarına bunu reva görürken, öbür dünyada açık saçık hurilerin hayali ile yaşamak yetiyor o zihniyete!..
Bir Kadın Doktor
Yarattıklarını cezalandıran ve ödüllendiren ya da bizim yaşayacağımız bir irade türüne sahip bir tanrı düşünemiyorum. Bedensel ölümden sonra kişinin yaşamını sürdürdüğüne ne inanırım, ne de inanacağım...
Albert Einstein
İnsan, inanma istekliliğiyle orantılı olarak değil, şüphe etme hazırlılığıyla orantılı olarak uygarlaştı.
Henry Mencken
Tanrının sevgisinden en çok bahsedenler, tarih boyunca insan özgürlüğüne ve mutluluğuna en derin nefreti gösterdi.
E. Haldeman-Julius
İyi sıfatını, yarattıklarına uyguladığım zaman benim aradığım niteliklere sahip olmayan hiçbir varlığa "iyi" demem. Ve eğer böyle bir varlık ona bunu demediğim için beni cehenneme yollayacaksa; giderim.
John Stuart Mill
Amerika'da devlet okullarında hiçbir dinin öğretilmesi gerektiğine inanmıyorum.
Thomas Edison
Aptallar! Siz tanrıyı bilinçli bir varlık sanıyorsunuz. Tanrı bir gücü ifade etmek için kullanılır. Bu güç hiçbir şeyi yaratmadı, sadece işlerin yolunda gitmesine yardımcı oluyor. Dualara cevap vermiyor, ama size bir problemi çözmeniz için yol gösterebilir. Sizi etkileme gücü var, ama sizin adınıza karar veremez.
Diogenes
Bin yıllardan beri din ne buyurmuşsa öyle yaşamayı ve kader denilen teslimiyete boyun eğmeyi erdem sanarlar.Bu zihniyet ve alışkanlıklar derinliğine bir köleliği yaşadıklarını gösterir.
Abdullah Öcalan
Ahlak, size ne söylenirse söylensin doğru olanı; din, doğru ne olursa olsun, size söyleneni yapmaktır.
Anonim
İnsanın laneti, ve neredeyse yaşadığı tüm trajedilerin sebebi, onun muazzam, inanılmaza inanabilme kapasitesidir.
John Stuart Mill
Bir zamanlar dünyayı din yönetiyordu. Şimdi o zamanlara "Karanlık Çağlar" deniyor.
Ruth Hurmence Green
En kanlı, en vahşi savaşlar dini nefrete dayanarak yapıldı. Ki bunda benim için bir sorun yok. Ne zaman bir grup kutsal insan dışarı çıkıp birbirini öldürmek istese, ben mutlu bir adam olurum.
George Carlin
Ey Aptal insan! Daha bir solucan bile yapamayan ama Tanrıları düzinelerce yapan!
Michel Montaigne
İnanıyorum ki din, genel olarak konuşuyorum, insanoğluna bir lanet oldu. Ahlaki taraftaki makul ve abartılan hizmetleri, temiz ve dürüst düşünceye verdiği zararın çok gerisinde kaldı.
Henry Mencken
İnsanlık düşmanı üç din ortaya çıktı: Musevilik, Hristiyanlık ve İslam. Bunlar gök-tanrı dinleri. Tamamen ataerkiller (Tanrı her şeye gücü yeten baba) ve bu yüzden gök-tanrı ve onun dünyalı delegelerinin etkisinde kalan ülkelerde 2000 yıldır kadın düşmanlığı var. Gök-tanrı kıskanç tabi ki. Yeryüzündeki herkesden tam itaat bekliyor çünkü o tek bir kabile için değil bütün insanlar için orada. Ona karşı gelenler onun dinine inandırılmalı veya öldürülmeliler. Sonuçta, totalitaryanizm gök-tanrının amaçlarına hizmet edebilecek tek politik sistem. Herhangi bir liberal hareket onun ve dünyalı delegelerinin otoritesini tehlike altına sokuyor. Tek tanrı, tek kral, tek papa, fabrikada tek usta, evde tek baba-lider.
Gore Vidal
"Olağanüstü iddialar, olağanüstü kanıt gerektirir."
Carl Sagan
"Aptal bir şeyi 50 milyon kişi de söylese, o hala aptal bir şeydir."
Anatole France
"Bazı insanlar vardır, eğer bir şeyi zaten bilmiyorlarsa, onlara anlatamazsınız."
Louis Armstrong
"Gözler sadece zihnin algılamaya hazır olduğu şeyleri görür."
Henry Bergson
"Aptalca sorular sorun. Eğer sormazsanız, aptal kalmaya devam edersiniz."
Alvan R. Feinstein
"Günümüzde, dünyadaki temel sorun, aptalların kendilerinden son derece emin, akıllıların ise devamlı şüphe içinde olmalarıdır."
Bertrand Russell
"İnsan kolay inanan bir canlıdır. Bir şeylere inanmak zorundadır. İnanmak için iyi bir sebep bulamadığında, elindeki kötü sebeplerle yetinir."
Bertrand Russell
"İnsanlar dünyanın düz olduğuna inandıkları zamanlarda haksızdılar. Dünyanın küre şeklinde olduğunu düşündüklerinde de haksızdılar. Fakat eğer dünyanın küre şeklinde olduğuna inanmanın, düz olduğuna inanmak kadar yanlış olduğunu düşünüyorsanız, sizin bakış açınız, bu ikisinin toplamından daha yanlıştır."
Isaac Asimov
"Kesin bilgi ancak çok az bildiğimiz zaman mümkündür. Bilgi miktarımız arttığında şüphemiz de artar."
Goethe
"Tüm gerçekler üç aşamadan geçer. Önce alaya alınırlar; sonra kendilerine şiddetle karşı çıkılır; ve son olarak ise doğruluklarının çok açık olduğu ilan edilir."
Arthur Schopenhauer
"Eğer bir insan kesin bilgiden yola çıkarsa, şüphelere ulaşır. Şüpheden başlamayı becerebildiğinde ise, kesin bilgiye ulaşır."
Sir Francis Bacon
"İnançlı bir insanın şüpheci bir insandan daha mutlu olması, sarhoş bir insanın ayık birinden daha mutlu olmasından farklı değildir."
George Bernard Shaw
"Şüphe ve belirsizlik içinde, bilgiden yoksun olarak yaşayabilirim. Bence bu şekilde yaşamak, yanlış olabilecek cevaplarla yaşamaktan daha ilginçtir."
Richard Feynman
"Toplum için tehlikeli olan, inançsızlık değil, inançtır."
George Bernard Shaw
"Aşırı şüphe, aşırı kolay inanmadan daha iyidir."
Robert G. Ingersoll
Beynim, ruhuma bir ağaç yada bir ev duyumsadığını telkin ettiğinde, yerini, boyutlarını ve başka özelliklerini bildiğim bir ağacın yada bir evin gerçekten benim dışımda var olduğunu hiç duraksamadan söylerim. Aynı şekilde hiçbir insan yada hayvan bu gerçekliği sorgulamaz. Örneğin bu kuşku bir köylünün aklına düşer ve karşısında duran kahyasının var olmadığını söylerse, çok geçerli nedenlerle adama 'deli' derler; oysa bir felsefeci böyle duygular geliştirdiğinde, sıradan insanlarınkini kat kat geride bırakan bilgisine ve engin kavrayışına hayran olmamızı bekler."
(Euler'in Bir Alman Prensesine Mektupları, Mektup 97, 1761)
"Bilim dünyası dışındakilerin, bilim hakkında en fazla canlarını sıkan şey, büyük ihtimalle doğaötesi iddiaların bilim adamları tarafından dogmatik bir şekilde reddidir. Fakat bilimin reddettiği, o iddialar değil, o iddiaları desteklemek üzere ileri sürülmüş kanıtlardır. Bilimsel kanıt, tanımı gereği, herkesin hemfikir olacağı kadar güçlü olmalıdır. Bilim adamları, sihirbazlar gibi, gösterinin en önemli yerinde ellerini örtemezler. Bunu yaparlarsa seyirciler yuhalar ve domates atar... Bilim, bilim adamının bir fikre nasıl ulaştığını umursamaz. Fakat fikrini desteklemek için kullandığı delili umursar. Delil, iddiaya inanmayanları dahi ikna edecek güçte olmalıdır. Sadece inananları değil."
Alan Cromer
"Bana öyle geliyor ki, uçan daire gözlemlerinin, dünyasal zekanın irrasyonel karakteristiklerinden kaynaklanıyor olması, dünya dışı zekanın rasyonel karakterlerinden kaynaklanıyor olmasından çok daha olasıdır."
Richard Feynman
"Kötü bir argümanı cevaplamanın en iyi yolu, devam ettirmektir."
Sydney Smith
"Pek çok insan, düşünmektense ölmeyi tercih eder. Aslında, ölürler de."
Bertrand Russell
"Pek çok kişi, kafalarındaki önyargıları başka bir şekilde düzenlerken düşündüklerini zannetmektedir."
William James
"Eğer insanları, düşündüklerine inandırırsanız, sizi severler. Gerçekten düşündürürseniz ise, sizden nefret ederler."
Don Marquis
"Zihin, kaldırabileceğinden daha fazla bilgiyle karşı karşıya kalırsa, anlamlı (ve genellikle onaylayıcı) fikirler arar. Sonuç olarak, beklentilerimizle uyuşmayan delilleri minimize ederek, baskın dünya görüşünün kendi kendini onaylamasını sağlamaya çalışırız."
Frank J. Sulloway
"Yanlış bir argümanın ilacı, daha iyi bir argümandır. Fikirlerin bastırılması değil."
Carl Sagan
"Hayat, rastlantısal olarak değişen kopyalayıcıların, rastlantısal olmayan hayatta kalışlarının ürünüdür. Şurası çok açıktır ki, eğer Darwinizm, zannedildiği gibi sadece şansa dayalı bir teori olsaydı, işe yaramazdı."
Richard Dawkins
"Yaratılışçılık yanlıştır. Tümüyle, açıkça ve kesinlikle yanlıştır. Daha da gidebilirim. Yanlışlığın dereceleri vardır. Yaratılışçılar ölçeğin en dibindedir. Kendi pozisyonlarının doğruluğunu iddia edebilmek için, bilinen tüm entrikaları kullanırlar. Hatta pek çok kez, açıkça, dürüstlükten uzaklaşırlar. Bilimsel yaratılışçılık sadece yanlış değildir, aptalca bir şekilde imkansızdır. İnsan düşüncesinin grotesk bir parodisi ve insan zekasının açık bir yanlış kullanımıdır. Kısacası, inançlı biri için, yaratılışçılık teorisi Tanrı'ya hakarettir."
Michael Ruse
"Tanrılar kötülükleri yeryüzünden kaldırabilir mi veya kaldıracak mı veya istese de kaldırabilir mi; yoksa bunu yapamaz mı, yoksa yapmayacak mı, veya nihayette Tanrılar hem yapabilir ve hem de yapmak istiyorlar mı?.. Eğer Tanrılar yeryüzünden kötülükleri kaldırmak istiyorlar da kaldıramıyorlarsa o zaman onlar her şeye gücü yeten değillerdir. Eğer yapabilirler de, yapmak istemiyorlarsa o zaman onlar iyiliksever değillerdir. Eğer onların kötülüğü kaldırmaya ne güçleri ne de istekleri varsa o zaman onlar ne her şeye gücü yeten, ne de iyilikseverlerdir. Ve son olarak eğer Tanrı'lar kötülüğü kaldırma gücüne sahipseler ve kaldırmayı istiyorlarsa o zaman kötülük nasıl ortaya çıkmıştır?"
Epiküros
"Epiküros' un sorduğu sorular hala cevaplanmamıştır: Tanrılık kötülüğü ortadan kaldırmayı istiyor mu, yoksa buna gücü mü yok? Gücü var da niyeti mi yok? O zaman kötü niyetli (bedhah) mıdır? Tanrı kötülüğü kaldırmak için hem güce sahiptir ve hem de istekli midir.? O zaman kötülük niye vardır?"
David Hume
"Tanrı dünyamızdan kötülükleri ya atmak istiyor da atamıyor, ya atabilir ama atmak istemiyor, ya ne atabiliyor ve atmak istiyor."
Papaz Lactantius
"Sonsuz bir varlık kendisini sınırlayacak mekanda ve zamanda bulunamaz. Öyleyse hiç bir yerde değildir, hiç bir yerde olmayan şey de yok demektir.,"
Gorgias
"Tüm dinler beni hasta ediyor. Din insanları ayırdı. Geniş bir şapka giyip elinde duman tüten bir keseyle ortalıkta dolaşan papayla yüzünü beyaza boyayıp bir kayaya dua eden bir Afrikalı arasında bir fark olduğunu sanmıyorum."
Howard Stern
"Daha dün iman esasları olarak kabul ettiğimiz bir çok şeyi bugün fabl diye anlatıyoruz."
Michel E. de Montaigne
"Beni kontrol edecek olan o kimdir? Neden Ben sınırsız özgürlükle davranıp, konuşup, yazıp, düşünemiyorum? Evren için ben neyim, ya da, evren, o benim için ne? Yanlışın ve doğrunun, düşüncenin ve adetlerin zincirlerini kim yarattı? Ve ben onları taşımak zorunda mıyım ?"
Robert D. Richardson
"Din kemoterapi gibidir, bir sorunu çözebilir, ama arkasından bir milyon tane daha yaratabilir."
John Bledsoe
"Günah sadece diğer insanların canını gereksiz yere yakmakta yatar. Diğer bütün günahlar uydurulmuş saçmalıklardır."
Robert A. Heinlein
"Tanrı olmadığını ispatlayabileceğimi iddia etmiyorum. Aynı şekilde Şeytan'ın uydurma olduğunu da ispatlayamam. Hıristiyan tanrısı var olabilir, Olimpus'un tanrıları da varolabilir, ya da eski Mısır'ın, ya da Babil'in. Ama bu varsayımlardan hiçbiri diğerinden daha olası değildir. Bunlar, olası bilgilerimizin bile dışında duruyorlar, herhangi birisini ciddiye almak için hiç bir sebep yoktur."
Bertrand Russell
Dinlerin çoğunluğun korkusu ve azınlığın kurnazlığı üzerine kuruludur.
Stendhal.
Biz yalnızca çok sıradan bir yıldızın küçük bir gezegeninin üstündeki ileri bir maymun soyuyuz. Fakat biz Evren’i anlayabiliyoruz. Bu bizi özel kılıyor.
Stephen Hawking
Gençliği bozmanın en iyi yolu, onlara, kendileriyle aynı düşününlere, kendilerinden daha çok değer vermelerini söylemektir.
Friedrich Nietzsche
İnsan en acımasız hayvandır. Trajedilerde, boğa güreşlerinde ve haça germelerde şu güne kadar kendisini en iyi hisseden oydu ve kendisi için cehennemi icat ettiğinde, sıkı durun, bu aslında en iyi cennetiydi.
Friedrich Nietzsche
Din, aklımızın bebeklik döneminden kalma bir şeydir, biz mantık ve bilimi rehber olarak aldıkça yok olacaktır.
Bertrand Russell
Her kim için dünya nedensiz olarak görünüyorsa ve bu yüzden onun kendisi de nedensiz olarak var oluyorsa, İşte onun için Tanrı mevcuttur.
Karl Marx
Dünyayı yaratmış olan lütufkar bir Tanrı olsaydı ve evrendeki ahlaki bir düzen ve ölümden sonra yaşam olsaydı çok hoş olurdu; Ama şu çok çarpıcı bir gerçektir ki, tüm bunlar bizim öyle olmasını istememizle sınırlı.
Sigmund Freud
Zamanın akışı içinde insanlık, bilimin ellerinden gelen darbelerle iki kez, naif özsevgisinin incinmesinin acısını yaşamak zorunda kalmıştır: Birincisi, dünyanın merkez olmadığını, akıl almaz büyüklükte bir dünyalar sistemi içinde sadece bir nokta olduğunu anladığında.... İkincisi, biyolojik araştırmalar özel yaratılmışlık ayrıcalığını elinden alıp soykütüğünü hayvanlar alemine düşürdüğünde....Tahmin etmek zor değil, “insanlığı zaaflarından faydalanarak aldatan, sanal gerçekleriyle pohpohlatan olguyu...”
Sigmund Freud
Yukadıda bizi izleyen bir şey olduğuna inanıyorum. Ne yazık ki o şey hükümet.
Woody Allen
Ben bir ateistim, hepsi bu. Ben birbirimize karşı iyi olmaktan, başkalarına yardım etmekten başka bir şeye inanmıyorum.
Katharine Hepburn
Tinsel bir dünyadan başka bir şeyin bulunmadığı gerçeği elimizden umudumuzu alır, ama bize bir kesinlik bağışlar.
Franz Kafka
Dünyada bilinen tüm tanrısal inançları inceledim ve hepsi masallara ve mitalojilere dayanıyor.
Thomas Jefferson
Hangisi daha tehlikeli: Fanatizm mi yoksa ateizm mi? Fanatizm kesinlikle birkaç bin daha tehlikeli; ateizm asla kanlı bir tutku vermez insana, ancak fanatizm verir; ateizm suçun karşısındadır, fanatizm ise suçu işlemeye yönlendirir.
Voltaire
Din ve mantık kadar birbiriyle çelişen başka iki şey yoktur.
Voltaire
Her şey dinin yanında: Vahiy, kehanetler, hükümetin koruması, en yüksek değer ve tanınmışlık... Ve hepsinden öte, doktrinlerini çocukluğun körpe çağında zihne kazıma, dolayısıyla neredeyse doğuştan gelen fikirler gibi görülmelerini sağlama şeklindeki paha biçilmez ayrıcalık
Arthur Schopenhauer
Dinler ateşböcekleri gibidir: Parlayabilmek için karanlığa gereksinim duyarlar. Tüm dinlerin koşulu yaygın olan belirli bir derecede cehalettir. Ki sadece bu havada yaşayabilirler ancak.
Arthur Schopenhauer
Bir insanın ahlaki davranışları anlayışa, eğitime ve sosyal bağlara dayanmalıdır; hiçbir dini temel gerekmez.
İnsan, eğer ölümden sonra ceza korkusuyla ve ödül umuduyla kontrol altına alınmak zorundaysa, şüphesiz kötü bir yoldadır.
Albert Einstein
Bedenden bağımsız bir ruh fikri anlamsız ve boştur.
Albert Einstein
Benim dini bağlılıklarım konusunda okuduklarınız, sistematik olarak tekrar edilen yalanlardan başka bir şey değil. Kişisel bir tanrıya inanmadığım gibi bunu saklamayı bırakın, açık ve net bir şekilde ifade ettim. Eğer içimde “dini” olarak tanımlanabilecek bir şeyler varsa o da bilimin aydınlıtabildiği kadarıyla Dünya’nın yapısına olan sonsuz hayranlığımdır.
Albert Einstein
Teolojinin tanımladığı gibi iyiliği ödüllendiren ve kötülüğü cezalandıran bir tanrıya inanmıyorum.
Albert Einstein
Kanıt gösterilmeden yapılmış bir iddiayı çürütmek için kanıta ihtiyaç yoktur.
Christopher Hitchens
İspat yükümlülüğünün bize yüklenmesine gıcık oluyorum. Aslında “bu fikir sizden çıktı. Niye inanıyorsunuz?” dememiz gerekiyor. Size “süper güçlerim” olduğunu söyleyebilirdim. Ama ben insanlara gidip “Uçamadığımı kanıtla” demiyorum. Deseydim bana “ne demek uçamadığımı kanıtla? Uçabildiğini sen kanıtla!”derlerdi
Ricky Gervais
Tanrı yoktur. O, insanların yanlızlığıdır.
Jean Paul Sartre
Aptal bir şeyi 50 milyon kişi de söylese, o hala aptal bir şeydir.
Anatole France
İnsan Tanrı’ya inanmayınca hiçbir şeye inanmadığını göstermez; herşeye inandığını gösterir.
Umberto Eco
İnançlı bir insanın şüpheci bir insandan daha mutlu olması, sarhoş bir insanın ayık birinden daha mutlu olmasından farklı değildir.
George Bernard Shaw
Din zehirdir.
Mao Zedong
Irkımızın en uygar kesiminde din inancının kaybolması, çocukluktan olgunluğa doğru atılan bir adımdır.
Charles Eliot Norton
İnanmak, düşünmekten kolay. Bu yüzden, düşünenden çok inanan var.
Bruce Calvert
Bilginin kısa yolu olduğunu iddia edilen iman, sadece aklı yok etmenin kısa yoludur.
Ayn Rand
Eğer dünya; en parlak dahilerinin, bunlar içinde halkın bilgelik ve erdemlik kanısında bile en seçkin olanların, din konusunda tamamen şüpheci olduğunu bilseydi şaşkınlıktan dona kalırdı.
John Stuart Mill
Eğer bir ateist olmasaydım. Onları sizlerine göre değil hayatları boyunca yaptıkları işlere göre yargılardım. Bence Tanrı dürüst ve erdemli bir ateisti, hersözü Tanrı, Tanrı, Tanrı olan ve her yaptığı iş rezil, rezil, rezil olan bir televizyon vaizine tarcih ederdi.
Isaac Asimov
Ölüm zamanım yaklaşsa da cehenneme (veya daha da kötüsü) popüler anlatımıyla cennete gitmekten korkmuyorum. Ölümün bir “hiçlik” olmasını bekliyorum ve beni ölüm korkusundan kurtardığı için ateizme şükran duyuyorum.
Isaac Asimov
Gelişmiş toplumlar dindar oldukları için değil dine rağmen gelişmişlerdir.
Mark Twain
Benim inanmadığım bir dine inananları kafir saymanın rahatlığı beni de kendi dinimi sorgulamaya götürdü.
Mark Twain
İnsan tek dine inanan hayvandır. Cennete giden yolu kolaylaştırmak için dünyayı bir cehenneme çevirdi.
Mark Twain
Bence temelde ikimiz de dinsiziz. Sadece ben, senden bir tane fazla dini daha reddediyorum. Sen diğer tüm olasi dinlerin neden reddettiğini anladığın zaman, benim de neden senin dinini reddettiğimi anlarsın
Stephen F. Roberts
Öbür dünyalarla uğraşmak aramızdaki kötülükleri düzeltmez, bu dünyaya okaklamak bize yardımcı olabilir.
Walt Whitman
Bir şeye sadece duyduğunuz için inanmayın. Bir şeye sadece konuşulduğu veya bir sürü insan tarafından anlatıldığı için inanmayın. Bir şeye dini kitabınızda yazılı olduğu için inanmayın. Bir şeye öğretmenleriniz veya büyükleriniz söyledi diye inanmayın. Geleneklere veya törelere inanmayın. Çünkü onlar yüzlerce yıldır uyguanır. Fakat gözlemlerden ve analizlerden sonra bir şeyin akla uygun olduğunu, hem bireye hem topluma faydalı olduğunu bulursanız, o zaman onu kabul edin ve onu yaşayın.
Buddha
Dünya üzerinde binbir versiyonu olan ilahi oyun. Lakin release’leri arasında büyük farlılıklar vardır. Misal hindistan versiyonunda inek kesmek oyundan banlanmanıza neden olurken, arabistanda inek kesmek bonus hanenize puan ekler. Zaman içinde belli bir release’in tek versiyonu insanları kesmediği için expansion pack’ler çıkmıştır. Mesela hristianlık adı altında olanların katolik, protestan, ortodoks gibi pack’leri vardır. Bu oyunun amacı kişiyi oyunu release eden firmaya yararına oyunu sürekli oynamasını ve gerçek hayattan kopmasını sağlamaktır. Böylece firmalar insanları düzen içinde tuttuklarını sanarlar. Çok ekstrem istisnalar dışında her birinde tanrı denen bir admin bulunur. Moderatörler ise admin doğrultusunda ilerlediklerini söylerler. Lakin adminle birebir haberleşmek şu ana kadar mümkün olmamıştır. Ateist denen kimi oyun karşıtları ise bunu büyük bir bug olarak görürler.
Anonim
Eğer bir tanrı varsa; beni sadece kendisine, peygamberlerine, kitaplarına ve mucizelerine inanmadığım için öldükten sonra sonsuza kadar yakacak ise, Bu o tanrının ulu, üstün bir varlık olduğunun kanıtı değil, bir nevi ilkokul bebesi kıvamında sınıf başkanı kampleksleri ile bezenmiş sorunlu bir çocuk olduğunun kanıtıdır.
Anonim
Ben bir ateistim ve ölümden sonra yayama dair bir inancım yok. Bu hayatın harika olduğunu ve tüm sahip olduğumuzun bu olduğunu kabul ettiğimi söyleyebilirsiniz. 60 yaşına geldim ve bu yaş bu şeylerden vazgeçmek ve üzülmemem için geçirebileceğimiz güzel zamanlardan zevk alabilmek için iyi bir yaş.
David Gilmour D.
Tarih, tek gerçek ahlaki değerlerini bulduğuna kendisini ikna eden ve ona katılmayanları yok etmeyi veya değiştermeye kalkışan kararlı insanların yarattığı sefaletle dolu.
Peter Lloyd
Milli ahlakımız, medeni esaslarla ve hür fikirlerle beslenmeli ve katviye olunmalıdır. Bu çok mühimdir;
Bilhassa dikkatinizi çekerim. Tehdit esasına dayanan ahlak, bir fazilet olmadıktan başka itimada da layik değildir.
Mustafa Kemal Atatürk
Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir fikri yoktur; Din dediği şey, bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık amallara kör bağlılıktan başka bir şey değildir. Tarih bize öğretir ki, bütün dinler milletlerin cehaletlerinin yardımıyla, utamaksızın Tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur. Tüm denemlerde toplumun kutsallaştırdığı boş düşüncelerden tehlikesizce sıyrılmak imkansızdır.
Mustafa Kemal Atatürk
Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini baylamasını istiyorum.
Hükümetini ayakta tutmak için idin kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Adeta halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk
1926 Andrew Mango, Atatürk Syf.447
* * * * * *
Bilim ve Din Uyum İçerisinde Olabilir Mi ? Bilim ve Din Uyum İçerisinde Olabilir Mi?
Bilim ve Din, her insanın bu iki kavramla ilgili duyduğu, okuduğu ve deneyimlediği bir çok olay olmuştur. Ve bu deneyimlere görede bir çok farklı görüş oluşmuştur elbette. Baktığımızda bu iki kelime bize birbirinden çok uzak ve alakasızmış gibi gelebilir. Gerçekte bu algı ne kadar doğru, bunu şimdi biraz inceleyelim.
Bilim, doğada bulunan herşeyin deney ve gözlemler sonucu mantıklı ve tutarlı bir biçimde yorumlanması sonucu elde edilen çalışmalar bütünüdür. Bilim veya bilimsel çalışmalar, insanlığın daha medeni bir halde yaşaması ve bilgi birikimini artırması için mutlaka uygulanması gereken çalışmalardır.
Din, insanın kendini yaratmış olan Yaratıcı’sını aklını kullanarak tanıması gerektiğini söyler. Akıl ve vicdan sahibi bir insan kendisine hiçbir bilgi verilmese bile evrendeki herhangi bir varlığın özelliklerini incelediğinde bunu üstün bir Akıl, İlim ve Güç sahibinin yarattığını anlar. Bundan dolayı Allah, Kuran’da insanları çevrelerindeki yaratılış delillerini düşünmeye ve incelemeye çağırır.
Rabbimiz bir ayetinde şu şekilde buyurur:
‘’Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir çatlağı yok. Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda ‘göz alıcı ve iç açıcı’ her çiftten (nice bitkiler) bitirdik. (Bunlar,) ‘İçten Allah’a yönelen’ her kul için ‘hikmetle bakan bir iç göz’ ve bir zikirdir. Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. Ve birbiri üstüne dizilmiş tomurcuk yüklü yüksek hurma ağaçları da.’’ (Kaf 6-10)
Yüce Yaratan insanları, gökyüzü, yağmur, bitkiler, hayvanlar, doğum, coğrafi özellikler gibi konularda araştırma ve inceleme yapmaya çağırıyor. Tüm bu varlıkları incelemenin ve araştırmanın yolları bilimdir.
Bilimsel araştırmalar sonucunda elde edilen bilgiler insanlara yaratılışın sırlarını, Allah’ın sonsuz ilmini, aklını ve gücünü tanıtır.Buraya kadar baktığımızda Bilim ve Din arasındaki uyumu açıkca görebiliyoruz.
Peki ünlü bilim adamları bu konuda neler demişler, şimdi buna bir göz atalım:
ÜNLÜ BİLİM İNSANLARININ BİLİM VE DİN HAKKINDAKİ AÇIKLAMALARI
İngiliz araştırmacılar Michael Baigent, Richard Leigh ve Henry Lincoln, bu konuda şöyle derler:
“Darwin’den bir buçuk yüzyıl önce, bilim dinden ayrı değildi; aksine onun bir parçasıydı ve nihai amacı da ona hizmet etmekti… Ama Darwin’in zamanındaki bilim, o zamana dek taşımakta olduğu bu anlamdan koparıldı ve kendisini dine karşı mutlak bir rakip ve alternatif bir anlam olarak tanımladı. Artık insanlık, bu ikisi arasında bir seçim yapmaya zorlanacaktı.” (“Michael Baigent, Richard Leigh, The Messianic Legacy, s. 177-178)
Harvard Üniversitesi’nden ünlü bir genetikçi ve evrimci Richard Lewontin:
“Bizim materyalizme bir inancımız var, ‘a priori’ (önceden kabul edilmiş, doğru varsayılmış) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist bir açıklama getirmeye zorlayan şey, bilimin yöntemleri ve kuralları değil. Aksine, materyalizmle olan a priori bağlılığımız nedeniyle, dünyaya materyalist bir açıklama getiren araştırma yöntemlerini ve kavramları kurguluyoruz. Materyalizm mutlak doğru olduğuna göre de, İLAHİ BİR AÇIKLAMANIN SAHNEYE GİRMESİNE İZİN VEREMEYİZ.”(“Richard Levontin, ‘The Demon-Haunted World’. s. 28)
Albert Einstein:
‘’Derin bir imana sahip olmayan gerçek bir bilim adamı düşünemiyorum. Bu durum şöyle ifade edilebilir: Dinsiz bir bilime inanmak imkansızdır.’’(“John C. Monsma, (Genişleyen Evrende Allah’ın Varlığının Delilleri), s. 256)
Einstein bir diğer açıklamasında ise:
‘’Bilimle ciddi şekilde uğraşan herkes tabiat kanunlarında bir ruhun, insanlardan daha üstün bir ruhun olduğuna ikna olur. Bu yüzden bilimle uğraşmak, insanı dine götürür.’’ (“John C. Monsma, (Genişleyen Evrende Allah’ın Varlığının Delilleri), s. 204)
Bu bilgilerden de anlıyoruz ki Bilim ve Din birbirlerine yabancı iki ifade değil, aksine, din olmadan gerçek bilimde olamaz.
Kaynak: Bilim hakkında
* * * * * * * * *
einstein bir bilim adami olarak üç farklı din anlayışından sözeder:
(1) primitif din, yani korkuya dayanan din
(2) ahlaki din
(3) kozmik dinsel duygular, antropomorfik bir tanrı kavramsallaştırmasının yer almadığı, doğmanın olmadığı bir din anlayışıdır.
-
“hiçbir bilimsel buluş bir boşluk içinde yaratılmamıştır. batıda bilim, gerçekliğin doğasına ilişkin belli felsefi varsayımlar altında ilerlemiştir. siz daha klasik fiziğin temel parametreleri olan m, f, v ve a der demez, eşyanın gerçekliğine belli bir bakış açısıyla yaklaşırsınız. ortada ne bir kütle, ne de bir kuvvet vardır. bunlar newton’un geliştirdiği uzay, madde ve harekete ilişkin soyut kavramlardır. yine modern bilim ‘nasıl’ı açıklamada hünerliyken, ‘neden’ sorusunun yanıtını vermekte güçlük çeker. bir fizikçiye ‘yerçekimi gücü nedir?’ diye sorarsanız size hemen formülüni söyleyecektir, ancak bunun doğasının ne olduğunu sorarsanız bunun fiziğin konusu olmadığını söyleyecektir.” sayyed hussein nasr
-
"islamın ilk yıllarında müslümanlar bilme eyleminin kutsal bir eylem olduğunu dusunduklerinden matematik, tıp, astronomi ve diğer bilimlerle kendi varoluşlarının bir tezahürü gibi ilgileniyor, evrenin sırlarına ve hikmete kavuşabilmek için yanıp tutuşuyorlardı. bu noktada apologetic ve nostaljik davrandığımı düşünmeni istemiyorum, ama gerçekten de dinlerin ve özelde islamın insanlık tarihine büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. huntington’un öngördüğü gibi yalnızca tek işlevi birbiriyle çatışmak olmayıp, uygarlığın gelişmesine ve bilime katkıda da bulunabiliyorlar. bunun en güzel örneği yunan felsefesiyle islam uygarlığının buluşmasındadır, bağdat’dan, isfahan’dan esen rüzgar kendini atina’da ve iskenderiye’de bulmuş ve batının kenidini yenilemesine katkıda bulunmuştur. avrupa engizisyon altında inlerken müslümanlar bir süre sonra avrupada rönesansa yol açacak müthiş estetik bir uygarlığa endülüste imza atıyorlardı. ondokuzuncu yüzyılda yaşamış olan rasyonalıizmin büyükbabası fransız filozof ernst renan’a kulak verirsek, averroes (ibn-rushd)’nun modern bilimin gelişmesine neden olan rasyonalizmin öncüsü olduğunu ileri sürmüştür. bir zamanlar isfahan’da, cordoba’da ekilen işlenen bilim bugün mit'de, caltech’de, londra’daki imperial college’da ya da stokholm’deki karolinska institute’de işleniyor. yani bilimin sadece coğrafya değiştirmesi sözkonusu. peki hristiyan dünyası bu bilimsel atılımları gerçekleştirirken müslümanlar ne yapıyordu diye soracak olursak, aslında 17. yüzyılın yine islam dünyasında tıp açısından çok parlak bir dönem olduğunu söyleyebilirim, peki tarih kitaplarında neden sözedilmiyor diye soracak olursak da e.g. brown ünlü “arabian medicine” kitabına bu dönemi almayıp sadece islam tıbbının ilk dönemlerini aldigini soyleyebilirim. brown batı bilimine olan etkisi nedeniyle yalnızca bu döneme atıfta bulunmuştur. nasir al-din al-tusi, maragha’daki gözlemevinde modern astronominin temellerini 13. yy da atmıştır. abu ali al- hasan ibn al-haytham (alhazen), abu rayham muhammad al-biruni ve abu ali al-hussein ibn sina (avicenna) bu dönemin önde gelen bilimadamlarıydı. “anatomi çalışan herkes yüce tanrının tekliğini ve tüm güçlülüğüne olan inancını artıracaktır” diyordu tıp ve felsefe bilgini ibn rushd (averroes)."
-
"şu kısa dinler tarihinde bilimsel bir din anlayışının ilerde bizi beklemediğini kim iddia edebilir? simya ilminin kimya bilimine dönüşmesi epeyce zaman almadı mı? bu elbette tanrının kişiselleştirilmediği ve doğmatik olmayan, sınanmaya, denenmeye açık bir din anlayışı olacak. peki tanrının kişiselleştirilmediği ve doğmanın yer almadığı bir din hala din olabilir mi? pekala olabilir derim. budizm ve sufizmi örnek verebiliriz. belki de binlerce yıllık gelişimin sonucu bilimin kendisi böylesi bir din anlayışına olanak verecektir.
bu dinin temel ilkeleri belki de şunlar olacak:
-bilimsel bilme yöntemi vahye dayalı bilme yönteminden üstündür,
-varolan herşeyin temeli kişileştirilmeyen tanrıdır,
- bilimadamı tanrıya zihinsel yöntemlerle, mistikler ise yaşantılama ile ulaşmaya çalışır,
-“perennial felsefe” bilimsel dinin ilk ilke ve kuramlarını elde etmeye yardımcı olacaktır,
-bilimsel din anlayışı geçmişteki ve şimdiki mistiklerin yaşantılarını bilimsel yöntemlerle sınayacaktır,
-birden fazla bilimsel din anlayışı olabilir,
-bilimsel dinin yasa ve kuramları her zaman değişime açık olacak ve geliştirilebilecektir."
-
kuran'in ilk emrinin "oku" oldugunu gözönünde bulundurdugumuzda ayrilmasi olanaksiz bir ikili olduklarini gorebiliriz."oku", temelde, yalnizca "kuran'i oku" anlamina degil, çok daha derin ve boyutlu olarak "oku,ogren ,ogrendigin ve yasadigin herseyi sorgula (hatta kuran'i bile) " anlamina gelir.
-
bilim ile dinin çatışıp çatışmaması, mevcut dönemdeki toplumsal düzenin işleyebilmek için neye ihtiyaç duyduğuyla ilgilidir. eski islam kültüründe astronomi, matematik ve tıp gelişmiştir ama bu durum avrupadaki aydınlanma çağında olduğu gibi bireysel özgürlüklerin yolunu açmamıştır. çünkü tarım, hayvancılık, fetih ve kara yolu ticaretiyle geçinen eski islam toplumlarının bu işler için yağmurun ne zaman yağacağı, kuraklık olup olmayacağı gibi bilgilere, yani astronomi ve matematiğe ihtiyaçları vardı. her ne kadar bir bilim adamının bu bilimlerde ilerleme sağlayabilmek için kişisel alanda özgür düşünceye sahip olması gerekli ise de, ekonomik ilişkiler toprak ağalığı ve askeri düzen tarafından belirlendiğinden, ve bunları yürütebilmek için "düşünsel özgürlük", "bireysel özgürlük" gibi kavramlara ihtiyaç olmadığından, "bireysel özgürlük" toplumsal alanda hakim bir ideoloji olmamıştır. avrupa aydınlanma çağında ise bireysel özgürlükler ve bilim aynı oranda önem kazanmıştır, çünkü ateşli silahlar, coğrafi keşifler ve sanayileşme, bilimsel alanda özgür düşünceyi, ekonomik alanda ise bireysel girişimciliği aynı zamanda gerektirmiştir. aydınlanma çağındaki özgürleşme insanlığın kutsiyeti adına sağlanan bir ilerleme değil, o dönemki sanayileşen ve kapitalistleşen toplumların çıkarı için gerekli düzenin oluşturulabilmesi için gelişmiş bir ideolojidir. ve teknik olarak feodal toplumun "kişileştirilmiş" merkeziyetçi tanrısından, yada şehir devletleri yunanistanının çok tanrıcılığından bir farkı yoktur. günümüz itibariyle ifade edilmesi gereken önemli nokta şudur ki, bireyler olarak bireysel özgürlüklerinin korunmasını isteyen bireyler, arkalarında bir ideoloji olmadığı zaman, bireysel özgürlüğünü cemaatsel özgürlüğüyle yada etnik özgürlüğüyle özdeş gören, yada onları daha çok önemseyen kişiler ve ideolojiler karşısında tek tek, dımdızlak ortada kalırlar. ve netekim kalmaktadırlar. zira dünya küreselleşirken, bireyler bir yandan küreselleştirenlere karşı, bir yandan küreselleştirenler tarafından, bir cemaatin yada etnik grubun yada bir "tarafın" mensubu olmaya, birilerine itaate zorlanmaktadırlar. pekiii, nasıl oluyor da bilimin böylesine geliştiği şu dönemde bireysel özgürlüklerin karşısında böylesine güçlü totaliter ideolojiler olabiliyor?.. olabiliyor, çünkü günümüzde bilimin gelişmişliği artık aydınlanma dönemindeki özgürlükçü düzenle ve ideolojiyle bağlarını kopartmıştır. artık bireysel özgürlük, bilime hizmet eden bir görüş değil, pantolon satmak için yazılmış bir reklam metnidir. cihadı emreden islamın "hesapta hoşgörülü" olması gibi, küreselleşmeyi düzenleyen batı merkezli totaliterliğin "hesapta özgürlükçü" oluşunun ifadesidir. bilim ise giderek karmaşıklaşan yapısı dolayısıyla, tek tek bireylerin teknolojik alanın ancak çok sınırlı bir alanına hakim olabilmesine yol açmakta ve giderek "ezoterik" leşmekte, bireyler bilimsel görüşe günden güne daha çok yabancılaşmaktadırlar. küresel düzen, bir yandan seçilmiş bir bilim adamları grubuna bilim yaptırmakta iken diğer yandan yoksullaştırdığı toplumları baskı altında tutmakla uğraşmaktadır. bu baskı düzeninin bireysel ve düşünsel özgürlüğü kendi ideolojisi yapmıyacağı açıktır. bu düzenin olası dininin, bilimsel bilme yöntemini, birden fazla din anlayışını, değişime açık kuralları ilke edinmeyeceği açıktır. bu dinin tanrısının -kişiselleştirilmiş mi kişiselleştirilmemiş mi bilemem ama- merkeziyetçi ve totaliter olacağı açıktır.
velhasıl demem o ki, gelecekte din ile bilimin kardeş kardeş el ele tutuşmaları ve insanlığı kutsiyetten kutsiyete koşturmaları, toplumsal dinamikler bağlamında kanaatimce pek mümkün gözükmemektedir.
-
bir noktadan başlayıp v şeklinde uzayan iki ayrı yoldur. biri bu noktaya bigbang der, diğeri alemin yaratılışı der. biri her şeyden şüphelenir diğeri hiçbir şeyden şüphe etmez. ama ilginç olan şudur; her şeyden şüphe eden bir beyin komaya girer, hiçbir şeyden şüphe etmeyen beyin ise tamamen durur. yani her iki durumda da aslında ölmüş oluruz. peki hala inatla yaşadığımıza göre asıl gerçek yol nerededir? mesela, tamamen bilimsel tekniklerle bir robot araç yapıp bir gezegene göndeririz ve sonra oturup dua ederiz, aracın sorunsuz çalışmasını gönülden arzu ederiz, dileriz. o araç gezegene inip bize ilk sinyallerini gönderdiğinde ise sevinç gözyaşlarımızı tutamayız. veyahut tamamen dini tekniklerle kutsal bir eser yaratıp insanlara ve topluma faydalı olması amacıyla din temelli sosyo-ahlaki bir düzen kurmak isteriz ve bu kitabı insanlara yaymak için zamanın teknolojisinden sonuna kadar yararlanırız. kalemle veya klavyeyle yazarız, matbaada basarız, kitapçılara ulaştırırız. bilim de din de aslında içiçe olan fakat asla birleşmeyen iki ayrı yoldur. ikisinin de birbirine ihtiyacı vardır ve ikisi de insan evriminin bir parçasıdır. biri materyalist diğeri ruhani insana hitap eder. ve her bir insanın içinde her iki insandan da bir parça mevcuttur. insan denen varlık işte bu çelişkinin çözümüdür.
-
bilim ve din birbirlerini tanımlamaz, birbirlerinin karşıtıdırlar. aralarında büyük farklılıklar vardır. bilim yanlışlanabilir ve sürekli ilerleme halinde iken, din metafiziktir, tanrısaldır ve yapısı itibariyle doğrudur. dolayısıyla gelişme göstermez. bu noktada bir kaç siteye baktığınızda ateist gürüh kesinlikle bilim ve dinin birbirlerine engel olduğunu, dindar kesim ise bilim ve din'in ayrılamaz olduğunu "ilim çin'de de olsa gidiniz" hadisiyle destekliyorlar. fakat dinin herhangi bir yanılgısına inanmadıkları için bilimin dinsel konulara girdiği alanlarda tepkiye maruz kalabiliyorlar.
cern deneyine bazı dindarlar olumlu bakarken, bazıları olumsuz baktı. harun yahya önderliğindeki kitle, cern'i olumlu bulmakta ve bir ayete de dayanararak big bang theory'i (büyük patlama)'yı onaylamaktalar. bu deneyin sonucu olumlu olursa, yani evrenin bir başlangıcı olduğuna kanaat getirilirse, immanuel kant ve diğer materyalistlerin "evren sonsuzdan itbaren varolmuştur" tezi çürütülecekti. fakat belki de kutsal kitaplarda belirtilecek "yaratıcının dünyayı ve evreni inşası, yaratışı" konulu çoğu dinsel varyasyon yanlışlanmış olacak. ya da bunlar "yorumlanıp" mecazi oldukları varsayılacaktır.
neticede din kitlelerin birleşmesini sağlayan en önemli bir unsur, ve bilimin din'i rahatsız ettiği bir noktada gelişmesi de biraz daha zor olabiliyor, kitlelerin kolay etkilendiğini düşünürsek. imre lakatos'un değiştirilemeyen metafizik unsurları ifade ettiği hard core ögesi gibi düşünülebilir.
teistler, bilim ile uğraşmanın insanoğlunun herhangi bir dine inanmaktan vazgeçmesi anlamına gelmemesi gerektiğini söylese de, bu gereklidir, en azından bazı alanlarda. grip ile ilgili bir çalışma yapan bilim adamının dinden vazgeçmesi gerekmez, fakat adem ve havva'dan türediğine inanan biri dağda, çayırda fosil aramaya çıkmaz, çünkü onun varlığının doğru olduğunu, yanlışlanmayacağını biliyordur. bu noktada devreye dinsel ögelerden arınmış bir bilim adamı devreye girer.
fakat bilim halen gelişmekte, çünkü tüm insanlık din tarafından esir alınamamıştır.
-
bilim ve din en temel hatlariyla sebep sonuc iliskisinde ayrisiyor. ikisi de ornegin gorme organinin su veya bu sekilde mukemmele yakin bir sistemde isledigini soylese de din bunun tanri tarafindan tasarlandigini, bilim ise icinde bulunan kosullarin hemen her memelide ayni sonucu verdigini soyluyor. yani kosullara gore sekillenmis canlilar veya canlilarla butunlesmis kosullar silsilesi arasinda bir tartisma. bilimsel deney sistemi asla gormedigi ya da olcemedigi bir unsura dayali tespit yapamadigindan sanki din disi isler yapiyor gibi gorunuyor dindar kesimler tarafindan.
en iyi yolun tez-antitez-sentez patikasi oldugunu dusunursek, koskoca bir tanrinin galakside her seyi yarattiktan sonra toz kadar bir gezegende yasayan mikrop kadar adamlarla bizzat ilgilenmesi yerine "ya ben atayim suraya kok hucreyi, evrilsinler dursunlar" demis olmasi da cok mantiksiz degil.
varolusumuzun ilk baslangicindaki o ilk kivilcimi neyin ortaya koydugunu bilim henuz bulmus degildir. kosullarin evrimle hayati sekillendirdigi, hayatin temel prensibinin uremek oldugunu dusununce, dunya kosullarinin cicekten file neden bir erkek ve bir disi ile cogaldigini anlamak mumkun degil. uremeyi bu kadar on planda tutan ama bir o kadar da zorlastiran duzen de bilimsel mantiga pek sigmiyor. tek bir cins olsak da ayak parmagimizi yalayinca cogalsak daha mutlu bir dunyada yasardik.
-
din ve bilim birbirinden ayrılamaz bir gerçekliktir. bilim dinsiz olmaz, dinsiz olursa koruk olur. din de bilimle ters düş(e)mez. bilimin her yaptığı çalışma doğru sonuçlar vermeyebilir. mesela bu gün bilim tarafından doğru kabul edilen bir olgu yarın reddedilebilir ve ona zıt bir olgu kabul edilebilir. ancak kuranı kerimde geçen ifadelerin hiç birisinin aksi isbat edilememektedir *. bu nedenle her bilimsel gelişmeye karşı çıkmak nasıl yanlış ise, yine her bilimsel gelişme denilen bilgileri almak da o derece yanlıştır. bilgilerin dini kaynaklara uygunluğuna göre karar vermek en mantıklısıdır. dini kaynak dediğimizde kuran ve hadisten anlaşılanlar değil, onların kendileridir. kuran ve hadisten anlaşılanlar alimlerin içtihatlarıdır. batıda din, hiç bir zaman bütünüyle hayatı kuşatamamıştır. batılılar ilmi doğudan alırken, manasından ve gerçek muhtevasından ayırarak almış ve rönesansla birlikte tamamen maddi bir dünyanın kalıpları içine hapsetmiştir *
-
bundan 1.8 milyon yıl önce daha sen,ben evrimin kucağında tıngır mıngır sallanırken, benim anneannem senin babaannen şimdiki halinden biraz boyluca hafifte iri iken ya senin dedenin yada benim büyükbabamın aklına bir soru takıldı.
-yav bu yağmurda nerden çıktı.
akıl sır erdiremedi.gökten geldiğinde, ürperten garip bir his uyanıyordu.tahminen senin dedene sordu :
-bu şeyde nerden geliyor. (el kol işaretleriylen tabi)
boşver dedi senin deden. sen içmene bak.içmeyince bi ekşime oluyor midede.yuvarla gitsin..
gel zaman git zaman benim büyükbabam onu bunu merak etmeye başladı.bu çicek nası büyüdü?bunlar havada biz niye karadayız?ben niye bu kadar büyük değilim?cidden bu yağmurda nerden çıktı şimdi...
yıllar yılı geçti. senin dedende yaşlandı benim büyükbabamda.el koldan çok artık ağızlarından çıkardıkları garip seslerle anlaşıyorlardı.bir gün senin dedenle benim büyükbabam bir yamacın kenarında otururken senin dedenin aklına birden geçen yıllardaki soru geldi,
-ya bu yağmur nereden geldi sen bulabildin mi?
-buldum tabi dedi benim büyükbabam.büyükadamdan.
-büyükadam mı? oda kim?
-yağmuru yağdıran adam aynı zamanda güneşi yönetende.
-nasıl yani neredeki bu adam.
-bilmiyorum ama şu dağların oralarında olabilir.
-gidelim birgün konuşalım o zaman.
-olabilir.bir gün gideriz.
giderler ama kimseyi bulamazlar.lakin ne zaman gitseler kötü birşeyler gelir başlarına.o zaman derler ki büyükadamı kızdırmayalım..
şimdi taa 1.8 milyon yıl önce senin dedenle benim büyükbabam merak etmiş yağmur nasıl yağar?.bu nasıl oluyor diye.cevabınıda bulmuşlar.büyükadam.şimdi senle ben merak etsek bu işler nasıl oluyor diye hemen cevabını buluveririz.bilim.
karışıklık şurdan çıkar ki bilim ve dinin tek bir çıkış noktası var ;
merak.
ben nasıl geldim?o nasıl oldu?bunlar nedir böyle???
bundan 1.8 milyon yıl önce adamın biri dediki tanrı yarattı bunları ve sende,bende gram merak duygusu kalmadı. çünkü o kadar tatmin edici bir cevaptı ki bu tanrı yarattı diyince bütün sorular cevaplanmış oldu.tam bu sırada işte o yanında oturan arkadaşın kalktı dedi ki
-ya iyi hoşta bak bu çiçeği tanrı yarattı iyi güzelde bunun olduğu yerde bu çiçekler oluyor sadece. bunun bir nedeni olmalı.
-tamam işte tanrı yarattı onu işte.tanrı öyle olmasını istedi.
-ya tamam iyi hoşta bak bunu buradan alınca şu öteki araziye dikince orada da yeşermeye başladı bu çiçek.
-tamam işte tanrı orada da yeşermesini istedi.onun için orada açtı.
o senin güzide arkadaşın ne dediyse anlatamadı derdini.birşeyler olduğunun farkındaydı ama sana bana anlatamıyordu.
çünkü bendeki merak duygusu kapanmış ben cevabımı bularak artık merak etmeyi bırakmıştım.o ise hala birşeylerin peşindeydi.ya tamam işte tanrı yaratmış diyemedi.çiçeğe böceğe bakarken aldı bir tane bitkiden düşmüş yuvarlak yediği şeyi ve gömdü toprağın altına.bekledi üç beş gün baktı olmuyor istediği gibi birşey.daha da bekledi hala tık yok.
bir gün tabi tanrılar kızmış olacak ki yağdı yağmur çaktı şimşek.yağmur kıyamet ortalık.bizimki bıraktı beklemeyi koştu mağaranın içine.yağmur dinene kadar bekledi.sonra yaptığı küçük deneyin meyvesini alamamış olacak ki üzüntüyle bakmaya gitti laboratuarına birde ne görsün..
güzelce bir filiz toprağı delip çıkıvermiş.
işte sana bilim.
sonuçta senle ben cevabımızı aldık :tanrı
o güzide arkadaşında cevabını aldı : bilim
işte sıra şimdi tartışmaya geldi.hangimizin ki doğru?
ikimizde o kadar derinlemesine tartıştıkki kendimizden geçmişiz çünkü seninde içinde en ufak bir şüphe yok benimde.
şöyle bir çizelge dahi çizebiliriz ;
[..................................................] insanoğlunun bilebileceği tüm bilgi herşey bu 50 noktadan oluşsun.
bu 50 noktanın eskiden
[bbbbb-ddddddddddddddddddddddddddddddddddddddddddddd] 5'ini bilimle açıklarken 45'ini din ile açıklıyordum.
ben nasıl oluştum diyordum? tanrı diyordun. bu yıldızlar çart çurt diye soruyom soruyom hep tanrı tanrı.tamam diyorum.merakım geçti çünkü bu benim için inanılmaz yeterli bir cevap.
ama senin o güzide arkadaşın yıllar yıllı çalıştı durdu.çünkü onun içindeki merakı bu cevap köreltememişti.bir boş durmadı yani.yavaş yavaş çalıştı ve benim sorduğum her soruya bambaşka cevaplar buldu.yasalar,kanunlar,tezler.
yani artık 50 noktanın
[bbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbb-ddddddd] 43'ünü bilimle açıklarken 7'sini din ile açıklıyorum.
peki benim 1.8 milyon yıldır inandığım 38 tane olgu,soru,merak edilen şey ne oldu şimdi?yalan mı söylediler bana?yanlışmıydı peki? ben yanlış şeylere mi inandım? ' dan başladı o zaman tanrıda mı yok yoksaya kadar gitti.hemen sirkelendim ve yapıştırdım cevabı
-olur mu öle şey ya.
olur efendim.bilimde dinde tek birşeyi cevaplamak için vardı ;
merak.
şimdi gitgide 50. noktaya doğru yaklaşıyoruz.bana sorarsanız ki 49.noktaya gelsek bile orada hep bir on üzeri bissürü eksi dokuz dokuz dokuz nokta kalacak.sanırım bu yüzden bing bang'ın bilmem kaçıncı saniyesine kadar çözülebiliyor olaylar ondan sonrası yok.
bilim ve din hep bu yüzden çarpışır çünkü ikiside aynı şeyi cevaplar.
ve ikisininde cevabı inanılmaz derecede ikna edicidir.
ah tanrım.şu herşeyin kuralını,nizamını,yasasını falan koymıyaydın da bizide hiç uğraştırmıyaydın.öle yerden olmadık yere bitiverseydi çiçekler.insanlar ölece oluşuverseydi.şimdi senin büyüklüğünü herşeyi bir kurala,nizama bağlamanla değil de gökten zembille indirdiğini sanan bu güzel insanlara anlatmaya çalışıcaz.işimiz zor çünkü başkaları çoktan başka şeyler anlatmış bile.hayır elbette bana ne diyebiliriz ama o insanda katılsa beraber çözsek senin yasalarını daha iyi olmaz mı?
dinimiz.amin.
albert einstein'ın bir sözüyle bitireyimde yazıya resmiyet katsın.
'bilimsiz din kör dinsiz bilim topaldir.'
isteyenler için özet de geçeyim;
doğada herşeyin bir kuralı,kanunu var.aklımızın ermediği cevap bulamadığımız şeyleri ise tanrı yarattı diye açıklamaya çalışırız.bu süreç tanrının o konudaki diğer kuralını bulana kadardır.bilimle din aynı şeyleri cevaplar.albert einstein'ın sözü bunu gayet iyi açıklar.
-
din, hayatın anlamına yönelik fizik ötesi düşüncelere uzanan insan idrakinin sınırsız kullanımıdır. insan idrakinin sınırsız kullanıma açık olması ile birlikte ulaşabileceği sonuçları dogmalaştırmak (varolan dogmalarla parelellik sağlanan inanç) ile insanda rahatlama oluşur.
insan idrakinin uzanabileceği alanlarda gezintiye çıkıp, bu gezinti sonrasında gezinilen yerlerin sadece diğer insanların idrak alanından kaynaklanan alanlar olduğu fikrine binaen bu alanla ilgili her türlü alanı reddediş ve madde alanı ile kendisini sınırlandırmış kişiler için artık madde olan insan ve oluşturduğu fikriyatla ilgili daha derin analizlere kalkışmayı daha bir hakkı görmesi ile sonuçlanan süreç ise ateizm olarak adlandırılabilir.
ikinci paragrafa yer vermemdeki önemli unsur bilime yaklaşımdaki insani faktördür. çünkü bilim ile ortaya çıkacak datalar bilimsel bilgi olarak yanlışlanabilirliği bulunan bilgi türü olarak kabul edilebilir. bu yanlışlanabilirlik ilkesi çerçevesinde dinden üstün tutulma eğilimi oluşturulan bilim anlayışı dogmalaştırılmak suretiyle materyalist felsefenin hakim olduğu bir bilimsellik çerçevesinde mutlak gerçekleri sunan ve sunma şansı olmayan konuları da reddedişle son bulan bir süreçtir.
bilim maddeye dair varolanı açıklama çabasıdır, paul davies'in deyimiyle evrende varolabilecek aklı arama çabasıdır. sebeplilik peşinde koşarak bir takım verilere ulaşma ve maddeyi açıklamaya çalışır.
din düşüncesi ve felsefe ise daha kapsamlı ama subjektifliği de barındıran yorumlamalarla madde ötesi ile gerçeklik olup olamayacağını konu alır. dinler, olduğu kanısıyla dogmalaşmış bir inanç sistemi sunar, felsefe ise her zaman için bilime yol açıcı, ufuklar sunan bir alan olmuştur. şu an için çoklu evren kuramı gibi bilimsel düşünce yordamalarıyla yapılan şey bilim adamının felsefi gibi görünen düşünceleridir, pekala bing bang teorisi gibi stephen hawking'in deyimiyle evrenin başlangıcı olduğu düşünürsek tanrı fikrini kabul etmemiz gerekir fikri de felsefi bir çıkarımdır.
velhasıl bilim veri sunar, yorumlamak insana düşer. bilimsel bilginin sunduklarını maddenin ezeliliği, insanın sadece bir maddeden öte olmayışı gibi felsefi gerçekler üzerinden kurarak bilimsel bilgi çerçevesinde inançsızlık devşirmekle daha bilimsel olunduğu yalanı çağın belkide en önemli manipülasyon çabalarından biridir.