Siyanür, siyano grubundadır, bir karbon ve ona üç bağlı azot içeren kimyasal bileşiklere verilen isimdir.
Organik ve inorganik çeşitleri bulunmakta veyahut endüstriyel prosesler ile üretilmekte ve kullanılmaktadır.
Organik bileşikleri nitril grubu altında isimlendirilir ve çoğu zehirli olmaktan uzaktır.
Siyanür ve bileşkelerinin arıtılma çalışmalarını, arıtma yöntemlerine, atıkların bulunduğu fiziksel ortana ve arıtma yöntemlerini uygulayabileceğimiz endüstri türlerine göre gruplayabiliriz. Atıkların bulunduğu fiziksel ortam türü olarak arıtımı gaz ve sıvı ortam diye ayırmamıza rağmen atığın bulunduğu fiziksel ortamı değiştirmekle (örneğin gaz atıkların sıvı ortama alınmaları veya sıvı atıkların gazlaştırılmasıyla) bu ayırımı ortadan, kaldıramayız.
En etkin siyanür arıtımı oksidasyon, iyon değiştirme, ters ozmoz, adsorbsiyon ve biyolojik yöntemler ile gerçekleştirilir. Bunlar arasında en yaygın olarak kullanılan oksidasyon yöntemidir. Siyanür arıtma yöntemleri ilave olarak biyolojik ve biyofizikokimyasal unsurları taşıyan, biyolojik oksidasyon içeren aktif çamur proseslerini de dahil edebiliriz.
Serbest siyanürler klor ile reaksiyonu sonucu ortamda pH 10 ise ,
NaON + NaOH + Cl2 ® NaCNO + 2 NaCl + H2O
oluşan siyanat siyanürden bin kez daha az toksiktir, eğer ortam asidik ise siyan at yenine siyan ojen klorür oluşur. Siyan ojen klorür ise siyanür kadar toksiktir.
NaCN + Cl ® CNCl + NaCl
Alkali ortamda hidrolizlenme ile elde edilen siyanat bileşiği nötrale yakın ortamda daha da ileri oksitlenerek karbondioksit ve azota dönüşür.
2 NaCNO + 2 NaOH + 3 Cl2 ®6NaCl + 2CO2 +N2 +2H2O
Serbest siyanürlerin hipoklorit ile bazik ortamda oluşturduğu kimyasal, oksidasyon reaksiyonunu yazarsak,
CN- + OCl ® CNO- + Cl-
Ürün olarak siyanojen ve klorür oluştuğunu görürüz. Kullanım ve tüketim alanları
Siyanür ve siyanür çeşitleri birçok sanayi alanında tüketilir. Yaygın olarak hidrosiyanik asit siyanürü kimyasal madde üretiminde, hayvan yeminde ve haşere ilaçlarında kullanılır. Sodyum siyanür ise genellikle madencilikte olmak üzere kimya sanayi ve optik endüstrisinde de kullanılır.
Siyanür, kimyasal yollarla üretilebildiği gibi bazı bitki ve hayvanlar tarafından doğal yollarla da üretilir. Bazı bakteri ve böcekler, siyanürü doğal olarak üretir. Kiraz, erik, fasulye,patates, turp, badem, kayısı, şeftali, lahana, şalgam, brokoli ve mısır siyanürlü bileşikleri doğal yoldan üreten bitkilerdir.
Vücuda eser miktarda alınan siyanür kanserojen ve toksik değildir. Vücutta depolanmaz ve böbreklerden atılır. Yüksek miktarlarda alınırsa kanın, oksijeni vücut dokularına taşımasına engel olarak hipoksi (bedendeki dokularda oksijen azalması) oluşumuna ve ölüme yol açar.
Siyanür zehirlenmesi ve tedavisi nasıl yapılır ?
Siyanür kanda bulunan methemoglobin'e geri dönüşümsüz bir şekilde bağlanarak etkinlik gösterir. Bu özelliği kanın dokulara oksijen perfüzyonunu sağlayamaması sonucu hipoksi'ye ve sonuçta hipoksik şok ve ölüme neden olur. Oksijen mevcuttur fakat kanda taşınamaz. Vücut adeta oksijen havuzunda boğulur.
Tedavide amaç zehirli maddenin zehirsiz başka bir metabolite çevrilmesidir. Bunun için öncelikle hastaya sodyum nitrit verilir. Bu madde methemoglobin'e siyanür ile yarışmalı olarak bağlanır ve siyanür bu sayede methemoglobin'e bağlanamaz. Daha sonra verilen sodyum tiyosülfat ise siyanür ile reaksiyona girerek tiyosiyanat oluşturur. Bu madde vücut için toksik değildir ve böbreklerden atılır.
Gümüş siyanür, hidrosiyanik asit ve bu asitten türeyebilen metal tuzlarının genel adıdır.
Hepsi şiddetli zehirlidir. En önemlileri, sodyum siyanür ve potasyum siyanürdür. Endüstride ısıtılmış kuru karbonlar üzerinden, amonyak (NH3) ve CO gazlarının karışımı geçirilerek elde edilirler. HCN (Hidrosiyanik asit), acı badem kokusunda çok uçucu bir sıvıdır. 28 santigrat derecede kaynar. Sudaki çözeltisi çok zayıf asittir. Siyanür ve bileşikleri kimyasal yollarla üretilebildiği gibi, bazı bitkiler ve hayvanlarca da üretilmektedir. Siyanürü doğal olarak üreten birçok bitki, bakteri ve böcek vardır. Kiraz, badem, kayısı, şeftali, erik, fasulye, patates, turp, lahana, şalgam, brokoli ve mısır siyanürlü bileşikleri doğal olarak üretmektedir.
Gümüş siyanür kullanım alanları
Siyanürün birçok çeşidi, farklı sanayi kollarında tüketilmektedir. Üretilen HCN'nin büyük bir kısmı kimyasal madde üretiminde, kalan kısmı ise NaCN üretiminde kullanılmaktadır. Hem AgCN hem de KAg (CN) 2 , Elkington kardeşler tarifi için bir gümüş kaplama çözeltisi patenti verdiğinde en azından 1840'dan beri gümüş kaplama çözümlerinde kullanılmıştır.
Sodyum siyanür kullanım alanları: Madencilik
NaCN de madencilik alanında çok geniş bir kullanım alanına sahip siyanürdür.Özellikle altın kazanımında kullanılmaktadır. Potasyum siyanür kullanum alanları:
2 K4 [Fe (CN )6] Cl2 ? 2 K3 [Fe (CN ) 6] 2 + KCI Bakır
Bakır cevherlerinden molibden ayrılmasında kullanılmaktadır. Gıda
Potasyum ferrosiyanür şarap ve sitrik asit üretiminde kullanılmaktadır. Kimya
Laboratuvar ortamında ferrosiyanürpotasyum,permanganat konsantrasyonu v.b maddelerde titrasyonda kullanılan bileşik tespitinde kullanılmaktadır. Tarım
Potasyum demirli bitkiler için gübre olarak da kullanılabilmektedir.
Siyanür Liçi nedir ?
Altın ve gümüş gibi kıymetli metallerin üretiminde siyanür liçi prosesi uygulanır.
Bunun en temel sebebi ise, siyanür liçinin yüksek verimliliği ve hızıdır. Kıymetli metaller, alkali koşullarda seyreltik siyanür çözeltisinde çözündürülür. Siyanür türleri içinde, bu amaçla kullanımı en uygun olan NaCN'dir.
Liç prosesi sırasında, altın siyanürle bileşik yaparak sıvı faza geçer ve bu olay sırasında gerçekleşen temel reaksiyonlar şunlardır:
Ortamın pH'nın asitleşmesi durumunda, NaCN bozunarak HCN'ye dönüşür. Bu durumda siyanür sıvı formdan, gaz formuna dönüşür ve bu halde çevre ve yaşayan canlılar için çok büyük tehlike oluşturur. Bu sebeple, NaCN'nin bulunduğu ortama kireç ilave ederek pH'ı 10-11 civarında tutmak gereklidir. Siyanür liçi yerine kullanılacak alternatif modern metodlar sayesinde verimlilik ciddi oranda düşmeden çevreye zararsız üretim yapmak mümkündür.
Altın madenciliğinde siyanür nasıl kullanılır ?
Siyanür, karbon ve azot ihtiva eden bir grup kimyasal maddeye verilen genel bir isimdir. Siyanür bileşikleri hem doğal olarak bulunan hem de insanlar tarafından üretilen (antropojenik) kimyasallardan oluşur.
Siyanür, karbon ve azot gibi yaygın elementlerden oluşması ve diğer maddelerle kolayca reaksiyona girmesi nedeniyle kimya sanayisinin temel yapı taşlarından birisini oluşturur. Altın madenciliği işlemlerinde, genellikle %0,01-%0,05 aralığında (milyonda 100-500 kısım) siyanür içeren çok seyreltik sodyum siyanür (NaCN) çözeltileri kullanılmaktadır.
Açık veya kapalı ocaklardan çıkartılan cevher ilk olarak kırma, öğütme gibi boyut küçültme işlemlerinden geçirilir ve daha sonra liç tanklarına aktarılır. Liç tankları içinde sodyum siyanür ve hafif oksitleyici bir ortam etkisinde altın tanecikleri çözeltiye alınır. Yani burada siyanürün görevi mikron mertebesinde cevher içinde bulunan altın taneciklerini çözelti içine almaktır. İçinde altın bulunan çözeltiye ‘yüklü çözelti’ denir.
Daha sonra bu yüklü çözelti içerisine aktif karbon ilavesiyle, altının çözeltiden alınması sağlanır ve içinde altın ihtiva eden aktif karbonlar sıyırma ünitesine gönderilerek altın üretimi gerçekleşmiş olur.
Geriye kalan yüksüz çözelti tekrar altın elde etmek için liç tanklarına gönderilebileceği gibi siyanür konsantrasyonunun düşürülüp daha zararsız hale getirilmesi için detox tanklarına pompalanır. Dipnotlar:
Siyanür;
- Herhangi bir şekilde görülebilen zararlı bir madde. hidrocyanide gibi gaz şeklinde görülebileceği gibi, potasyumcyanide gibi katı olarak da muhafaza edilebilir.
- Bilinen en tehlikeli zehirlerden biri siyanürdür, 0,2 gr siyanür, 70 kg ağırlığında bir insanıın bir kaç dakika içinde ölümüne sebep olabilir.
- Karbon monoksit gibi, hücresel asfeksi yoluyla ölüme yol açar.
- Metalurji endüstrisinde de kullanılmaktadır.
- Metaller ve organik maddelerle reaksiyona ve etkileşime girebilmektedir.
- Laboratuvar ortamında elde edildiği gibi, doğal ortamda da bazı bakteriler, mantar türleri ve yosun türleri tarafından salgılanmaktadır ve bazı besin maddeleri ile bitkiler de düşük miktarda siyanür içermektedir : Kaynak: Ekşi